Nitelikli Eğitim Ters-Yüz Olmaktan Mı Geçiyor?

Eren KARAÇİL
3 min readMay 28, 2020

--

Yaklaşık 2,5 aydır karantinadayız ve aynı şekilde yaklaşık 1,5 aydır da uzaktan eğitim görüyoruz. Online eğitim sürecinin avantajları ve dezavantajları üzerine birçok yazı yazıldı, birçok konuşma yapıldı. Bir üniversite öğrencisi olarak online eğitim sürecinde gördüklerim ile örgün eğitim sürecindeki gözlemlerimi harmanlayarak, düşüncelerimi klavyeye dökmek istedim.

Ortaöğretim hayatımın sonlarına yaklaştığım zamanlara kadar öğretmenlerime olabildiğince soru soran bir öğrenciydim. Özellikle lise eğitimimin başlarında yeni bir terim duyduğumda kafama takılan her detayı sormaya gayret gösteriyordum. Ancak zaman ilerledikçe ve sınav yükü omzuma çöktükçe soru sormaktan çok, müfredatı ne kadar öğrensem o kadar kârdır mantığına dönmem gerekti. Tabii bu öğrenmek yerine ezberlemeyi yeğlemek de sayılabilir.

Sabah evimizden veya yurdumuzdan çıkıp derslerimize koşarak öğretmenlerimizin bize bocaladığı bilgileri depoluyoruz ve ne yazık ki aldığımız bu bilgileri sorgulayacak vakit bulamıyoruz. Eğer ders esnasında duyduğumuz bir bilgi üzerine derin derin düşünmeye başlarsak vay halimize! Zihnimizin derinliklerine inen bu yolculukta öğretmenin sözünden kopuyoruz. Bu sebeple, düşünmek yerine not tutmayı ve öğretmeni dinlemeyi tercih ediyoruz.

Okul, günümüzün önemli bir vaktini alırken okuldan kalan vakitte kendi çabalarımızla okuldan aldığımız bilgiyi soru çözme veya tekrar etme yoluyla içselleştirmeye çalışıyoruz. Online eğitime geçince ise bu sistem hiçbir değişikliğe uğramadan devam etti.

Online eğitimin getirdiği birkaç olumlu durum da var elbet ancak bunun ülkemizdeki eğitim sistemiyle ilgili değil, genel bir getiri olduğunu düşünüyorum. Bunlara; istediğimiz zaman dersi tekrar edebilme ve örgün eğitimde sesini bile duymadığım sınıf arkadaşlarımın derslerde daha aktif olabilmesi örnek olarak verilebilir. Online platformların verdiği öz güvenden olsa gerek bazı derslere katılımın arttığını gözlemledim. Tabii bu aktiflik yüz yüze eğitime göre hafif artış göstermiş olsa da ne her derste geçerli bu durum ne de bu haliyle bile yeterli oranda.

Düşünen Adam(Auguste Rodin, 1882)

Peki öğrencilerin aldığı bilgiler üzerine düşünmesi ve derslerin interaktifliği nasıl sağlanabilir? Bu konu ile ilgili dün canlı yayını izlediğim “imece dialogues-Değişimde İşin Geleceği” webinar’ının bir kısmında üzerinde durulan “flipped-learning” modeli çok dikkatimi çekti. Model, genel olarak Harvard Üniversitesinde Fizik profesörü olan Eric Mazur’un öne sürdüğü iki modelli öğrenme aşamasının-bilgi transferi ve bilgi özümsenmesi- ikinci adımı olan öğrencinin öğretmenden aldığı bilgiyi ders sırasında kullanmasına dayanıyor.

Geleneksel eğitim modelinde bilginin aktarımı okulda olurken, ödevler ve tekrarlar vasıtasıyla bilgiyi işlemenin yeri evlerimiz oluyor. Ancak flip-learning yani ters-yüz edilmiş öğrenme yöntemi, adının hakkını vererek geleneksel modeli tersine çeviriyor. Flipped-learning’in ilk adımında, şuan halihazırda bizlerin de alıyor olduğu online eğitim videolarını öğrencilerin evlerinde izleyerek bilgiyi kendilerine aktarmaları bekleniyor. Sonrasında bu bilgi üzerinde düşünerek kafalarına takılan soruları okulda gerek sınıf arkadaşlarıyla ekipler oluşturarak yaptıkları beyin fırtınası ile gerek de öğretmenlerinin desteği ile çözüme kavuşturmaları hedefleniyor. Böylelikle öğrenci; öğrendiği bilgileri özümsüyor, eleştirel bakış açısı geliştiriyor ve derslere daha aktif katılmış oluyor.

Bu modelin özümsenmesi aynı zamanda öğrencilerin takım çalışmasını öğrenmelerine yardımcı oluyor. Ekipçe bir sorunun üstesinden gelmek için yapılan beyin fırtınası zihni berraklaştırarak olası çözümleri görmeyi kolaylaştırıyor. Ayrıyeten bu model ile öğretmenler, öğrencilere bireysel olarak daha fazla vakit ayırabiliyor ve onların gelişmelerini rahatlıkla gözlemleyebiliyor.

Post-corona döneminde bizi çok farklı bir dünya beklediği aşikar. Özellikle eğitim alanında atılacak adımlarda online eğitim sürecinden devam edilme gibi bir olasılık da mevcut iken bu eğitim sürecine flipped-learning modelini de dahil etmemizin ülkemizdeki geri kalmış eğitim düzenini ters-yüz edeceğini umuyorum.

--

--